Boşanma davalarında eşlerin davranışları ve bu davranışların hukuki anlamda nasıl değerlendirileceği büyük önem taşır. Özellikle terk nedeniyle boşanma davası açılırken, "eve dön" çağrısının yani ihtarın usulüne uygun yapılması hem davanın kabulü hem de eşlerin kusur durumlarının belirlenmesi açısından belirleyici olabilir. Aile hukuku alanında uzman avukatımız tarafından kaleme alınan aşağıdaki yazıyı inceleyebilirsiniz.
Peki, usule uygun yapılmayan bir ihtar, ihtar öncesindeki davranışların affedildiği ya da hoşgörüyle karşılandığı anlamına gelir mi?
Yargıtay içtihatlarına göre, terk ihtarı çeken eş, bu ihtarla birlikte eşinin daha önceki kusurlu davranışlarını affetmiş veya en azından hoşgörüyle karşılamış sayılır. Bu nedenle, terk ihtarından sonra kusura dayalı yeni bir davranış yoksa, eşe evlilik birliğinin temelinden sarsılması gerekçesiyle dava açılması genellikle reddedilmektedir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 11.04.2017 tarihli kararında şu ifadelere yer verilmiştir:
"Terk ihtarı çekmekle, eşinin ihtar tarihinden önceki kusurlu davranışlarını affetmiş, en azından hoşgörüyle karşılamış olur. Bu olaylar, TMK 166/1. maddesine dayalı boşanma davası için boşanma sebebi olarak kabul edilemez."
Bu karar, ihtar öncesi davranışların hukuki sonuç doğuramayacağına açık bir örnektir.
Buradaki asıl tartışma konusu, ihtarın usule uygun yapılmaması halinde de aynı sonuçların doğup doğmayacağıdır. Örneğin, ihtarın yapıldığı yerin henüz iskan izni alınmamış, yani fiilen oturulması mümkün olmayan bir konut olması hâlinde durum farklı değerlendirilir.
İskanı Olmayan Eve Çağrı Geçerli mi?
Yargıtay, ihtarın geçerli olabilmesi için çağrının yapıldığı konutun:
Henüz oturma izni olmayan bir yere çağrının yapılması, hukuken geçerli bir ihtar olarak kabul edilmez. Bu durumda, terk ihtarı dava şartı niteliği taşıdığından, boşanma davası usulden reddedilebilir.
İhtar usule uygun olmasa bile, eşin amacı evlilik birliğini yeniden kurmak olabilir. Bu da ihtarın affetme yönünde yorumlanmasına neden olabilir. Ancak burada bir çelişki doğar:
Dolayısıyla bu konu, Yargıtay kararlarında çelişkili ve tartışmalı bir alan olarak dikkat çeker.
Terk ihtarı ile ilgili usuli eksiklikler, davanın kaderini doğrudan etkileyebilir. Özellikle evlilik birliği devam ederken yapılan çağrının yer ve şekil bakımından uygunluğu, hem ihtarın geçerliliği hem de kusur değerlendirmesi açısından kritik önemdedir. Bu nedenle terk nedenine dayalı boşanma davalarında izlenecek hukuki yolun uzman bir avukat eşliğinde belirlenmesi gereklidir.
Evlilik birliği içerisinde yaşadığınız zorluklarda, haklarınızı kaybetmeden doğru adımları atmak istiyorsanız profesyonel bir destek alın. Hukuk büromuz, aile hukuku ve boşanma davaları konusunda uzman kadrosuyla, sizin için en doğru ve etkin çözümü sunar.